16 Kasım 2012 Cuma

Gölge

O, kendisinin ağaç olduğunu bilir.
Dallarının üzerindeki her bir yaprağın farkındadır. Her bir yemişin de.
Yaprakları rüzgarda salınırken üzerine konan kuşları bilir.
Karga da konsa, bülbül de konsa onun için aynıdır.

Köklerinin toprağın derinliklerinden suyu içişini hisseder her daim.
Bedeninden taşır, en tepedeki körpe yaprağına kadar ulaştırır.
Bunu yapanın kendisi olmadığını bilir.

O nerden geldiğini bilir.
Ona bu yaşamı sunan büyüklüğün karşısında küçülmez ama böbürlenmez de.
Aynı olmadığını bilir ama hiyerarşik bir fark gözetmez, kendi değerini küçültmez.
Kendi değerini büyütüp olmadık yerlere de gitmez.

Gölgesinde dinlenmeye gelenlere karşı cömerttir.
Tüm yemişlerini bölüşür ama bunun hesabını yapmaz.
Tek bir yemişi de kalsa veya hiç kalmasa da aç kalmaktan korkmaz.
Çünkü o gerçeği bilir. 
O, bildiği o gerçeğin dünyadaki yansımasıdır.
Yoldan hiç bir zaman ayrılmaz.

Perdenin iki tarafını da bilir.
Eğer siz ona karşı saygısızlık ederseniz keyfi azalır.
Ama bunu siz bilmezsiniz.
Çünkü o müdahale etmez.

Gün gelip olur da o ağaca zarar verseniz bile, tekrar gölgesinde oturma şansınız vardır.
Ama bu onun unutkan olduğunu göstermez.
O sadece yargılamaz.
O öbür yanağını dönmenin ta kendisidir.

Onun bütünlüğünün atmosferinde yaralarınız iyileşir.
O gölgede oturmak bu dünya dönmeye başladı başlayalı bir insanın başına gelebilecek en güzel,
en sevgi dolu
en eşsiz şeydir.
Çünkü insana sadece gölgesini vermez,
İnsana kendi aslını hatırlatır
ve insan eğer isterse bunu alıp kendi gölgesini yaratır.

Aslıhan Özen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder