20 Eylül 2012 Perşembe

Bir şeyi; mesela mektubu, çiçeği, bir hediyeyi, güzel hisleri sadece vermekle, verip karşılığında bir şey beklemek arasında ne büyük bir fark var. Ne kadar güzel sadece vermek. Bir insana değil de Tanrı'ya sunar gibi. Usulca evrene bırakır gibi. Yaşamı taçlandırmak, sonra arkanı dönüp gitmek gibi. Sadece sevmek gibi. Tıpkı Tanrı'nın aramızda çağlayarak akması, yol boyu akan nehirlerin etrafı yeşertmesi ve akıp akıp gitmesi gibi...

Aslıhan Özen

9 Eylül 2012 Pazar

İnsanın kendine ettiği en büyük zulüm, kendi değerini kendisinin bilmemesidir.

Aslıhan Özen

5 Eylül 2012 Çarşamba

Temple of the King



Ömürlerimiz güneşin sabah doğması gibi tam da vaktinde
Ne güzel.

Tıpkı tırtılın kozasından çıkıp kelebek olması,
Yumurtanın çatlayıp yavru kuşun çıkması gibi
Her şey tam da vaktinde.

İnsanın içindeki o sonsuz çeşmenin akması gibi
Ne güzel bir yaşam akıyor her gün.
İçindeki serin sulardan içebilene ne mutlu,
Özgürlüğü, sevmeyi bilene ne güzel hayat.

Kendini arayan, kendini bulan ve başa döndükçe
Hiçbir eyleme gerek kalmadan,
Yürümeden uçana ne mutlu.

Aslıhan Özen