29 Temmuz 2015 Çarşamba

Bazen, her şeyi söylemek imkansız olduğu için susarsın. Her söylediğinden sonra, aklına yeni bir şey gelir. Tam noktayı koydum derken, başka bir şey gelir aklına ve topraktan çıkan köstebekler gibi başını gösterir. Ve bir tane daha, bir tane daha. Sonunda anlarsın ki her şeyi söylemek imkansız. Kendini anlatma çaban gereksiz. Sen biliyorsan olanı, yaşadıklarını, duygularını, sessizliğe geçmeyi seçersin. Bu gördüğün bir rüyayı anlatmaya çalışmak gibidir. Anlatıcı olursun ama karşıdakine rüyanı bir projeksiyon makinasında duvara yansıtamazsın. Susarsın...

Anlatma çabası içindeyken, söylediklerin doğru bile olsa başka birinin kalbini kıracağını bilirsin. Bu da susmana sebep olur. Tek sebep onun kalbinin kırılması değildir aslında. Bilirsin ki, söylediklerin doğru bile olsa yargıdır. Başkasını yargılıyorsan kendini de bir gün yargılarsın. Susarsın. Çünkü henüz canın yanıyordur ve tepkilerini yargısız verebilecek kadar kafandaki ışıklar yanmamıştır. Yoluna ihanet etmemek için yargılamamayı seçersin.

Yorgun argın yoluna devam edersin.
Bazen yalnız kalırsın ama kalabalıklara da karışırsın.
Bazen mutsuz olursun ama ardından bir yazı okursun, mutsuzluğun toz olur gider.
Bazen özlersin. Bilirsin özlemek insanidir. Özlemini saf tutmayı seçersin.

Asıl yolunda olduğun her zaman, her şeyin geçeceğini bilirsin.
Sen sonsuzluğa yürüyen bir insansındır
Tek engel insanın kendisidir
Bilirsin...
Yürürsün...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder